Her İki Sendikalıdan Birisi Sağlık-Sen Üyesi

 

Sağlık ve sosyal hizmet kolunda ilk kez 2009 yılında yetkiye ulaşan Sendikamız, çalışanların haklarını önceleyen ve süreçleri ısrarla takip eden yapısı ile sonuca ulaşan bir vizyon çizmiştir. Bu sayede çalışanların sorunları çözüm bulurken yeni kazanımların da elde edilmesine kapı açılmıştır. Çözüm odaklı yaklaşımı ile fikir üreten Sağlık-Sen'in ortaya koyduğu yeni anlayış sayesinde 2010 yılında da üye sayısı rekor düzeyde sürmüştür.

 

Ülkemizde memur sendikacılığı kültürünün yıllardır ideolojik temeller üzerine oturmasından nemalananlar ise alışık olmadıkları bu anlayış karşısında günden güne erimiştir. Çünkü çalışanların güçlü ve katılımcı bir örgüt yapısına olan ihtiyacını anlamakta zorlanan bu düşüncenin temsilcileri artık kabul görmemektedir. Oysaki Sağlık-Sen, teşkilat yapısındaki güçlü iletişim ağı ve sürekli sahaya dönük olan yüzü sayesinde sağlık çalışanlarının beklentilerini ve sorunlarını en doğru şekilde tespit etmiştir. Sendikamız, 2009 ve 2010 yıllarında Kurum İdari Kurul toplantılarına ve Toplu Görüşmelere yetkili sendika olarak katılmıştır. Çalışanların taleplerini, gerekçelerini ve çözüm için yapılması gerekenleri net bir şekilde ortaya koyan Sendikamız, kısa sürede çok önemli kazanımları ile farkını ortaya koymuştur.

 

Yıllardır slogan sendikacılığı yapanların, çalışanlar için bir dikili taşın bulunmadığı sendikal geçmişleri ile baş başa kaldığı bir dönemde, Sağlık-Sen yepyeni bir başarıya daha imza atmıştır.

 

2011 yılında Sendikamıza katılan 32 bin sağlık ve sosyal hizmet çalışanı ile birlikte üye sayımız 135 bini aşmıştır. Sağlık-Sen Türkiye'deki en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olarak, tamamen Memur-Sen'in mücadelesi sonucu elde edilen toplu sözleşme masasına, sağlık ve sosyal hizmet çalışanları adına büyük bir onurla oturacağız.

 

Hizmet sendikacılığı adı altında ortaya koyduğumuz sendikal anlayış, tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını hızla Sağlık-Sen çatısı altında birleştirmeye devam etmiştir. Çünkü kısa sürede elde edilen kazanımlardan büyük memnuniyet duyan çalışanlar, toplu sözleşme masasında da Sağlık-Sen'in ve konfederasyonumuz Memur-Sen'in temsil gücüne güvenmektedir.

 

Bu güvenin nedenini anlamak için 2010 yılında Sağlık-Sen'in ve Memur-Sen'in çalışanlar adına elde ettiği kazanımlardan sadece birkaçına bakmak yeterlidir;

 

• Sağlık çalışanları, aylık mahsuplaşma ile izinli ve raporlu dönemler de dâhil her ay en az ek ödeme kadar maaş dışında garanti gelir elde etmiştir.
• Laborant ve Veteriner Sağlık önlisans bölümü, mezuniyet tarihi kısıtlaması olmaksızın üst öğrenim olarak kabul edilmiştir.
• 4924 sayılı kanuna tabi olan sağlık çalışanına nöbet ücreti verilmesi sağlanmıştır.
• Sözleşmeli personele aile yardımı ödenmesi sağlanmıştır.
• Sözleşmeli personelin damga vergisinden muaf tutulması sağlanmıştır.
• Toplu görüşme primi, sendika üyesi kamu görevlilerine üç ayda bir olmak üzere 45 TL olarak ödenmesi sağlanmıştır.
• Uyarı ve kınama cezalarının yargı denetimine açılması sağlanmıştır.
• Kadın çalışanlara hamileliğinin 24. haftasından itibaren nöbet ve vardiya muafiyeti hakkı tanınmıştır.

 

Bilindiği gibi Başbakanın, konfederasyonumuz Memur-Sen'in 4. Olağan Genel Kurulunda verdiği "Sözleşmeli Personele Kadro!" müjdesi 280 Bin sözleşmeli personelde büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Ancak bu tarihi günde, varlığını çözümsüzlük üzerine inşa eden kimi sendikalar ise hüzne boğulmuştur. Öyle ki, sözleşmeli personele kadro verilecek güne kadar geçen her günü internet sitelerinden kendilerine neredeyse bayram ilan etmişlerdir. Anlaşılan, sözleşmeli personele kadro verildiği gün kendileri için yas ilan edecekleridir. Çalışanın mutluluğunun kendileri için hüzün olduğu bir anlayışın samimiyetten ne kadar uzak olduğu da böylece bir kez daha ortaya çıkmaktadır.



Sağlık-Sen, her şeye rağmen üyesinden aldığı güçle yoluna devam ederken çalışanlar adına sendikal mücadele yeteneğini kaybedenler ise sorumluluklarını yerine getirememenin doğal bir sonucu olarak hızla üye kaybetmektedir. Yıllardır yaşadıkları sorunların çözümsüz olmadığı gerçeğini gören çalışanlar ise Sağlık-Sen ailesine katılmanın mutluluğunu yaşamaktadır.

 

Günden güne büyüyen teşkilatımızın heyecanını ve azmini çekemeyen "Slogan Sendikacıları" 2011 yılı yetki sürecinde üyelerimize, temsilcilerimize ve şube yöneticilerimize hemen her yerde sözlü ve fiili saldırıda bulunmaya çalışmıştır. Ancak tüm bu yaşanan çirkinliklere rağmen, teşkilatımız azim ve kararlılıkla üye çalışmalarına devam etmiştir. Nihayetinde bugün, hizmet kolumuzda sendikalı olan her iki çalışandan birisi Sağlık-Sen üyesidir.

 

Geçen seneye göre yüzde 30 büyüyen Sendikamız, bulunduğumuz hizmet kolunda diğer 15 sendikanın tamamından daha fazla üyeye sahip olmuştur. Bu sayede teşkilatımız, 2011 yılı için belirlediği hedefi aşmıştır. En yakın takipçimiz ile aramızdaki fark 45 Bin üyeden fazla olmuştur. Yetki sürecinde kendilerinin dahi inanmadıkları hayali hedefi ilan eden bu kişiler, hedeflerinin "Dile Kolay!" tam 60 Bin üye gerisinde kalmıştır.

 

2011 yılında da "Yetkili Sendika" olma onuru;


Türkiye'nin birçok bölgesinde şiddeti meziyet edinen sendikalar ve uzantılarının tehdit ve saldırılarına boyun eğmeden hizmet sendikacılığı bayrağımızı yükselten tüm teşkilatımıza aittir.



Bize inanarak, yetkimizi güçlendiren 135.630 üyemiz ile birlikte tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının haklarını geliştirme mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz. Sağlık-Sen'in hizmet sendikacılığı kervanı daha da güçlenerek yürümeye devam edecektir.

 

Ülke genelinde sendikal mücadelemiz için durmaksızın koşan 84 Şube Başkanımıza ve İl temsilcimize, Şube Yönetim Kurulu üyelerimize, ilçe ve işyeri temsilcilerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunar, bu büyük başarımızın tüm teşkilatımıza hayırlı olmasını dileriz.

 

 

  • PAYLAŞ :