Memur-Sen Başkanlar Kurulu Abant’ta Toplandı

 

Memur-Sen Başkanlar Kurulu, Abant’ta toplandı. Başkanlar Kurulu’nda açılış konuşmasını Genel Başkan Ahmet Gündoğdu yaparken, toplantıda yapılan çalışmalar değerlendirildi ve bundan sonrası için yol haritası belirlendi.

Ahmet Gündoğdu, Sağlık-Sen’in iki yıl gibi kısa bir sürede rekor bir üye artışı sağlayarak yetkiyi aldığını hatırlatan Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen’in de üye sayısında büyük bir artış yaşandığını hatırlatarak, bu çalışmanın sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı’nda yetkinin alındığını belirtti.

Enerji-Bir-Sen’in de yetkili olma yolunda büyük mücadele verdiğine dikkat çeken Gündoğdu, başarılı çalışmaların semeresinin en kısa sürede alınacağını kaydetti.

Ahmet Gündoğdu, Memur- Sen  ailesi  olarak kendi medeniyetimizin değerleri ışığında yeniyi ve eskimeyen yeniyi mecz ederek sorumlu bir sendikacılık yapmak üzere yola çıktıklarını hatırlatarak, “Amaç ve değerlerimizin hakkını vermek için sınırlarımızı zorladık, bedelini ödemeye çalıştık. Memur- Sen ailesince temsil edilmiş değer ve ideallerin savunucusu olarak her türden yeni olgu ve gelişmeleri doğru yorumladık, gerektiğinde mücadelemizi en etkili şekilde sürdürdük” şeklinde konuştu.

             

GENEL BAŞKANIMIZ MAHMUT KAÇAR: SORUMLULUKLARIMIZ ARTTI

 

Başkanlar Kurulu’nda konuşan Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Kaçar da, Sağlık-Sen’in yetkiye ulaştığı 2009 yılında Memur-Sen’in de en büyük memur konfederasyonu haline geldiğini belirterek, “Önümüzdeki süreçte gerek hitap ettiğimiz kitle, gerekse ülkemizin geleceği adına sorumluluklarımız artmıştır. Başta kamu çalışanlarının sorunları olmak üzere Türkiye’nin temel meselelerinde etkin bir sivil toplum hareketi ortaya koymalıyız. Abant Toplantımızın, Bu hedef doğrultusunda önemli açılımlar gerçekleştirmeye vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

 

Konuşmaların ardından, başkanlar kurulu;

 

1-  Demokratikleşme, İnsan Hakları, Özgürleşme  ve Yeni Anayasa Komisyonu

2- Toplu Görüşme ve Özlük Hakları Komisyonu

3- Yurtiçi ve Yurtdışında Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Örgütleriyle İlişkiler Komisyonu (İLO, ITUC, ETUC, AB, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, İslam Konferansı, Türksoy, TİKA, Vakıflar, Dernekler, Sendikalar…  )

4- Kurumsal İlkeler, Sosyal Sorumluluk Projeleri, Gelecek Vizyonu, Aidiyet Duygusu, Medeniyet ve Kültür Değerlerimizin Sendikacılığa Taşınması Komisyonu

5-  Sendika Siyaset İlişkileri ve Yasama Faaliyetlerine Katılım Stratejisi      Belirleme ve Takip Komisyonu

oluşturarak, bu konularda çalışmalara geçti.

Toplantıda ayrıca, başarılı çalışmalarından dolayı, sendika yönetim kurulları adına genel başkanlara plaket verildi.

Başkanlar Kurulu toplantısı, daha sonra açıklanan bildiri ile sona erdi.

 

TOPLANTI SONRASI AŞAĞIDAKİ BAŞKANLAR KURULU BİLDİRİSİ AÇIKLANDI:

 

Memur-Sen Konfederasyonu

Abant Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisi

 

Parçası olduğu ülkenin ve toplumun sorunlarına sivil perspektifle çözüm aramayı ilke edinen Memur-Sen, ‘Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nı 11-13 Haziran 2009 tarihinde Abant’ta gerçekleştirdi. Gündemi meşgul eden sorunlarla ilgili çözüm önerileri geliştirilerek aşağıdaki kararlar alınmıştır.

 

1- Türkiye’nin temel sorunu demokratikleşmedir. Türkiye’nin tam olarak demokratikleşmesi,  demokrasi standartlarının yükseltilmesi, demokratik zihniyet değişimi elzemdir. Bu çerçevede, siyasi olarak yapılması gereken yeni anayasadır. Evrensel değerler çerçevesinde şekillenen yeni bir anayasa ile, yeni bir toplumsal konsensüs oluşacaktır. Sivil, özgürlükçü, kurumlar arası ilişki ve hiyerarşik yapının belirlendiği milletin değerlerine uygun yeni bir anayasa hazırlanarak yürürlüğe konmalıdır. Güvenlik gerekçe gösterilerek özgürlükleri kısıtlayıcı, insan haklarını ihlal edici düzenlemelerden vazgeçilmelidir.

 

2-Cumhurbaşkanımızın Devlet-Millet kaynaşmasına yönelik öncülük ettiği adımları önemsiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının anayasal bir üst kimlik  olmasına paralel olarak demokratikleşme sürecinde farklı tüm kimliklere saygılı olan ve her kimliğin kendini ifade edebileceği özgürlükçü ortam hazırlanmalıdır. Devlet kendini yeniden ifade etmeli ve vatandaşıyla arasına yerleştirdiği bütün kalkanları ortadan kaldırmalıdır. Bu çerçevede; herkesten kuşkulanan devletten herkesi kucaklayan devlete, hakları sınırlayan devletten hakları koruyan devlete, yargılayan devletten yardımlaşan devlete, sorgulayan devletten sorun  paylaşan devlete yönelmelidir.

 

3- Türkiye’yi bürokratik oligarşinin değil, halkın seçtiklerinin yönetebilmesi için sivilleşme ve demokratikleşme çalışmalarına hız verilmeli, yargı, eğitim ve  kamu yönetiminde yapısal  değişim ve dönüşüm başlatılmalıdır. Taraf Gazetesince ortaya çıkarılan andıçlama olayı,  Türkiye’nin demokratikleşme yolunda alması gereken uzun bir  yolun varlığını ortaya koymuştur. Halen devletin kurumlarının içinde milli iradeyi hazmedemeyen, bu iradeye saygı duymayan kesimlerin olması üzücüdür.  Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, “içimizdeki yanlış insanları barındırmayız” demişti.  Memur-Sen olarak, TSK içinde millet iradesine karşı tuzak kurmak, milletin seçtiği iktidarı antidemokratik yollarla devirmek için plan yapanların ayıklanmasını ve cezalandırılmasını bekliyoruz. Bu olay askeri yargı ile sivil yargının yetki ve görev alanlarının da net olmadığını ortaya çıkarmıştır. En kısa zamanda  yargı reformu da yapılarak askeri yargının yetki ve görev alanları yeniden tanımlanmalıdır.

 

4-Ergenekon soruşturmasını ve davasını Türkiye’nin aydınlık yarınlarına giden yolda engellerin ortadan kaldırılması olarak görüyor, insan hakları ihlallerinin ve işlenen faili meçhul cinayetlerin hesabının sorulmasını bekliyoruz.

 

5- Özerk üniversite ve  özgür bilim hedeflerine ulaşabilmek için YÖK’ün Anayasal kimliğine ve varlığına son verilmelidir. Ayrıca, mesleki eğitimin önünü tıkayan katsayı adaletsiziği mutlaka giderilmelidir.

6- Kadınların çalışma ve eğitim-öğrenim haklarını engelleyen baş örtüsü yasağı derhal kaldırılmalıdır.

 

7- 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Kanunu mutlaka grevli ve toplu sözleşmeli hale getirilmeli, ayrıca kamu çalışanlarına siyaset yasağı kaldırılarak birikimlerini siyaset kurumuna yansıtmaları sağlanmalıdır.

 

8- Hükümet küresel krizi okumayı sürdürüp, yeni dersler çıkarmaya ve bu dersler ışığında çözüm paketleri açıklamaya devam etmelidir. Bu kapsamda, son olarak açıklanan teşvik ve istihdam paketinin talep artırıcı yönü bulunmamaktadır. Bu çerçevede talebi artırarak piyasaları canlandıracak yeni bir pakete ihtiyaç vardır.  Memur, emekli, işçi, asgari ücretliler başta olmak üzere dar ve sabit gelirlilere asgari ücret tutarında her altı ayda bir, ekonomik kriz geçinceye kadar kriz ödemesi(kriz çeki) yapılmalıdır.

 

9- İstihdamın sağlanması bakımından kamunun öncülük etmesi kaçınılmazdır. Bu kapsamda, başta doktor, öğretmen, hemşire, ebe, memur ve hizmetli olmak üzere en az 300 bin yeni kamu personeli istihdamı gerçekleştirilmelidir.

 

10- Dar gelirlilerin vergi yükü hafifletilmeli, asgari ücretlilerden vergi alınmamalı, kamu çalışanlarının ücretlerinin asgari ücrete tekabül eden bölümü gelir vergisinden muaf tutulmalı veya gelir vergisi oranları beşer puan indirilmelidir.

 

11- Hükümetle memur sendikaları arasında yapılan toplu görüşmelerde mutabakata varılan hususlar için gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılarak, alınan kararlar hayata geçirilmelidir.

 

12- Sözleşmeli personel alımına son verilerek bütün sözleşmeliler derhal kadroya geçirilmelidir.

 

13- IMF ile Stand-by anlaşması konusunda bazı kesimlerin sürdürdüğü ısrarcı tavır artık terk edilmelidir. Türkiye IMF politikaları olmadan da krizi atlatabileceğini göstermiştir. Türkiye’yi tehdit altında tutan  uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının siyasi ve kötümser senaryolarına karşı da tedbirler alınmalıdır.

 

14-  Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi TSK ve Savunma Müsteşarlığı öncülüğünde yerli firmalar tarafından yapılmalı, mayınlar temizlendikten sonra arazilerin en verimli şekilde kullanılması sağlanmalı ve bölge halkının refahını da dikkate alacak şekilde değerlendirilmelidir.

 

15- Mardin ve Adana örneğinde gördüğümüz insanlık dışı şiddetin sadece ekonomik ve sosyal sebeplerden değil, ahlaki ve manevi eğitim eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Özellikle gençlerimizi şiddete yönelten sorunlar doğru tespit edilerek gerekli tedbirler alınmalıdır.

 

  • PAYLAŞ :