Dr. Aksu: Türkiye Hedef Ülke Seçilmiştir

 

mülakat verdi. Aksu, "Mânevî doyumsuzluğun (boşluğun) madde ile tatmini alkol-uyuşturucu ve sigaranın kapısını aralıyor" dedi. Türkiye'nin "Hedef Ülke" olduğunu vurgulayan Genel Başkan Dr. Ahmet Aksu şunları kaydetti:

Alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı bütün dünyada olduğu gibi ülkemiz açısından da en önemli bireysel ve toplumsal bir sorundur. Geleceğimizi ipotek altına alan bu sorundan kurtulmanın çaresi de toplumsal mücadeleden geçer. Zararlı maddelerle mücadele aynı zamanda Anayasal bir zorunluluktur. Anayasamızın, 58 nci Maddesinde, “Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için tedbirler alır.” hükmünü âmirdir. Yani devlet ve her bir bireyin zararlı alışkanlıklarla mücadele etmesi Anayasal bir görevdir. 
Kötü alışkanlıklar ABD ve AB seviyesinde değilse de; Türkiye’de alkol ve uyuşturucu kullanımındaki artış hızı dünya standartlarının üstündedir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Türkiye dahil 30 ülkeyi ihtiva eden araştırmasına göre;

Cinâyetlerin Yüzde 85’i,
Boşanmaların Yüzde 80’i,
Eşlerini dövmelerin Yüzde 70’i,
Tutukluların Yüzde 78’i,
Serserilerin Yüzde 70’i,
Mala yönelik suçların Yüzde 77’si,
Hırsız ve yankesicilerin Yüzde 71’i,
Katillerin Yüzde 50’si,
İşe gitmeyenlerin Yüzde 60’ı,
İntihar teşebbüslerinin Yüzde 90’ı,
Irza tecâvüzlerin Yüzde 50’si,
Trafik kazâlarının Yüzde 70’i,
Akıl hastalarının Yüzde 60’ı,
Alkolden kaynaklanmaktadır.

Şiddet olaylarının en az yüzde 50’si alkol kaynaklıdır.
Alkol bir felâkettir. Alkolün azı da çoğu da zararlıdır.

Koca bir imparatorluğu yıkan sebep; 
Osmanlıyı yıkmakla ve İslâmiyeti bozmakla görevli İngiliz casusu HEMPHER’in “Hâtıratının” 45’nci sayfasında şu itirafı düşündürücüdür : “800 yıllık ENDÜLÜS’ü şaraba alıştırarak, aralarına fitne ve fesat sokarak, KUR’AN-I KERİM ve diğer İslâmî kaynakları tartışır hâle getirerek ve dînî emirlerden kopararak yıktık ve topraklarını işgal ettik. Aynı silâhları kullanarak OSMANLI DEVLETİNİ ve diğer İslâm Ülkelerini de bölüp, işgal edeceğiz.”

Buradan da anlaşılacağı üzere zararlı madde alışkanlığının topluma yayılması ve geleceğimizin karartılması için Türkiye Hedef ülke seçilmiştir. Bugünlere yılların birikimi ile gelinmiştir. 
Bireyleri alkol-uyuşturucu ve sigara kullanmaya iten sebepleri ortaya koyduğumuzda aslında çözümü de bir anlamda ortaya koymuş oluruz. 
Alkol-uyuşturucu ve sigara kullanmaya iten sebepler:

NEDEN BAĞIMLI OLUNUR
• Bilgisizlik
• Özenti
• Diskotek – Birahane – Eğlence yerleri
• Merak
• Dener bırakamaz
• Moda
• Hasta çevre ve toplum
• Tehlike isteği
• Cinsel bozukluk
• Kendini aşma (ispatlama)
• Manevi boşluk
• İnanç zaafı
• Eğitimin zafiyeti 
• Televole kültürü 
• Uyuşturucu kültürü
• Aile yapısındaki bozukluk, geçimsizlik, ahlâkî ve mânevî zaaflar
• Bölünmüş aile
• Gençleri bencilliğe (egoizme), şahsî çıkarcılığa, cismânî hazcılığa iten temel sebepler.
• Dış güçlerin ve içerdeki ayarlamanın ve bunlarla işbirliği yapan üçlüsünün organize çalışması.
• Arkadaş.

SATIŞ YERLERİ
Okul önleri
Bar, diskotek ve Eğlence yerleri
Ev toplantıları
İnternet kafeler
Marketler


Uyuşturucu, alkol, sigara, kapkaç, hırsızlık, dilencilik, gasp çeteleri 14 yaş altındaki çocukları kullanırlar.
Dünya genelinde uyuşturucu mafyasının 2004 yılı geliri 1 Trilyon dolar idi.
Avrupa Birliği (15 ülke iken) uyuşturucu ve alkolle mücadelede her yıl 2,5 milyar Euro harcadığı halde netice sıfır.

Çocuklar uyuşturucu, alkol ve sigara bataklığındadır.

Kötü alışkanlıklar bütün dünya gençliğini tehdit eden bir felâkettir.

Aslında gerçek kitle imha silâhları uyuşturucu, alkol, sigara, kumar, AİDS, şiddet, fuhuş, cinsel tâciz ve tecâvüz, kapkaç, müstehcen yayınlar, cinsel sapıklık ve her türlü kötü alışkanlıklardır.

AİLE

Madde bağımlılığı her şeyden önce aile önler.

Hücre insanın, atom maddenin temeli olduğu gibi; “Aile” de cemiyetin temelidir.
Bugüne kadar ekonomik krizler, sosyal değişiklikler, milli ve manevi değerlerde erozyon, milli kimlik ve kültürümüzden giderek kopmamıza rağmen ayakta duruyorsak; bunu “Sağlam Aile Yapısı”na borçluyuz.
Türk Halkının sağlam aile yapısını bozmak için kültür emperyalizmi ve milli – manevi değerlerimizde tahrip bilerek veya bilmeyerek giderek tehlikeli boyutlara tırmanmaktadır.
Aile cemiyetin, milletin, devletin temelidir.
Her türlü kötü alışkanlıklar aile de önlenir ya da başlar.
Milli ve manevi değerlerimiz titizlikle muhafaza edilmelidir.
Batının ilim, teknik ve teknolojisi elbette alınmalıdır. Ama Batı ahlâken çökmüştür. Batı Medeniyeti komada ve hatta bitkisel hayatta ve daha doğrusu ölüm safhasındadır. Benliğimize dönmezsek yok oluruz.
Batı taklit edilerek,erkek ile erkeğin, kadın ile kadının evliliğine evet denilecek mi?
Bugün batı toplumlarında bir çok genç, anne – baba sevgisini, anne – baba ise evlât sevgisini doyasıya yaşamadan erken birbirinden kopuyorlar ve zamanla bunalıma giriyorlar. Çocuklar kötü alışkanlıklara başlıyor, yaşlılar kedi – köpek ile oyalanıyorlar.

TELEVİZYON VE TELEVOLE KÜLTÜRÜ

Şu anda bütün televizyon kanallarında yayınlanan TELEVOLE programlarına sanatçısı, mankeni, aydını, devlet adamı, her gruptan vatandaş şikâyetçidir. 
Devletin el koyarak düzenlenmesi istenmektedir.
Televizyon çocuğun sosyal gelişmesini olumsuz etkiliyor.
0 – 3 yaş arasındaki çocuklarda konuşma yeteneğinin gerilemesine sebep oluyor.
7 – 12 yaşındakiler televizyondaki karakterlerle özdeşim kurmaktadırlar.
ABD den sonra dünya da en çok televizyon seyreden ülke Türkiye’dir.
Sadece Televizyonlarda Türk dizileri yüz’e yakındır.
TELEVOLE= Ahlâki çöküşün diğer adıdır.
Türk halkı yılda ortalama 500 saat televizyon seyrediyor.
Bu 500 saat içinde 150 kitap okunur. En az bir dil hatta 2 dil öğrenilir.
Televizyon seyrettikçe tembelleşiyor.

Bir Gazete’de programcı olarak sizin de görüşünüz olan bir haber-araştırma yazısını okumuştum. Televizyondaki dizi programlarının neredeyse tamamı alenen alkol-uyuşturucu-sigara gibi zararlı maddelerin reklamı yapılmakta, aile yapısı temelinden dinamitlenmekte ve manevi değer yargılarımızla adeta alay edilmektedir.

YENİ BAĞIMLILIK ÇEŞİDİ ‘İNTERNET KAFELER’ DİR.
Yüzde 43 Chat
Yüzde 26 Bilgisayar Oyunu
Yüzde 7 Film
Yüzde 19 İnternet ortamında gezinti

Boşanmaya yol açan yeni sebep CHAT dediğimiz internet tuzağıdır. Bu anlamda mutlaka yeni bir takım kısıtlamalar getirilmeli ve interneti amacına uygun kullanımı sağlanmalıdır.

NELER YAPILABİLİR ?

• Her şeyden önce toplumun temel çekirdeği olan aile yapısını güçlendirecek tedbirler alınmalıdır. Bu anlamda ebeveynlere çok büyük sorumluluk düşmektedir. 
• Eğitimin temel şartı ömür boyu eğitim olmalıdır. Sadece çocuklara değil, aynı zamanda ebeveynlere de eğitim desteği sağlanmalı, bu anlamda okulların sorumluluk alanları genişletilmeli, öğretmen ve eğiticiler öğrencilerinin ailelerini evlerinde ziyaret etmeli, anne-babaya rehberlik etmelidir. Eğitimci-öğretmen bulunduğu bölgenin muhtarı, emniyet güçleri, imamı, esnaf ve iş dünyası ile sivil toplum kuruluşlarını hayat boyu eğitimin içine dahil ederek sosyal taraflar bulmalıdır. 
• Emniyet birimleri okul, dershane yurt, yuva gibi yerlerde özellikle kahvehane, cafe gibi yerleri çok iyi takip etmeli gerekiyorsa bu işletmelerin farklı mekanlara taşınmaları için gerekli çalışmayı yapmalıdırlar. Yine market ve internet kafeler çok iyi denetlenmeli 15 yaşından küçük çocuklara internet hizmeti ailesinden izinsiz verilmemelidir.
• Okul önlerinde kesinlikle her türlü malın satışı yasaklanmalı buralara çöreklenen rantiyeciler derhal o bölgelerden uzaklaştırılmalıdır. 
• İnternet cafeler genel anlamda tamamen kapatılmalı ve internet hizmetlerine erişim okullardaki bilgisayar laboratuarlarında öğretmen-eğitimci nezaretinde verilmelidir. Bilgisayar laboratuarları kesintisiz olarak öğrenci ve öğrenci velilerine hizmet verecek şekilde düzenlenmeli, böylece hem öğrenciyle hem de velileriyle eğitimcinin diyalogu geliştirilmelidir. 
• Sokak çocuklarıyla ilgili özellikle yerel yönetimler ve devletin ilgili kurumları işbirliği içine girmeli, o çocukları topluma kazandırmak için gereken çalışmalar ivedilikle yapılmalıdır. 
• Televizyon programları titizlikle incelenmeli, gizli ve alenen uyuşturucu-alkol ve sigara reklamlarına izin verilmemeli, bu reklamları yapan televizyon kanallarına ağır yaptırımlar getirilmelidir. RTÜK yeniden ve fonksiyonel bir şekilde yapılandırılmalıdır.

 

  • PAYLAŞ :