Olay Aydınlatılmalı, Kasıt veya İhmal Varsa Sorumluları Hesap Vermeli

 

Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne sınır, Kuzey Irak toprakları içinde gerçekleştirilen hava operasyonu, 35 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 1 vatandaşımızın da yaralanmasına sebep oldu.

 



Söz konusu operasyon, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Genelkurmay, Irak sınırları içinde Türkiye sınırına doğru bir grubun hareket halinde olduğunun İnsansız Hava Aracı görüntüleriyle tespit edilmesiyle hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alındığını açıkladı.



Ancak kamuoyunda sivillerin kasıtlı öldürüldüğü yönünde bir algının oluşmasına fırsat verilmemesi için yetkililerin aşağıdaki sorulara cevap vermesi gerekmektedir.



-Genelkurmay'ın aldığını söylediği istihbaratın kaynağı nedir?



-Kaçakçılık yapan köylüler gerçeğinin bilindiği söylenirken, bu olayda, grubun terör örgütü mensupları değil, kaçakçılık yapan köylüler olabileceği üzerinde durulmuş mudur?



-Kaçakçılık gerçeğinden yola çıkılarak, sınırlarımızda bir zaafın olduğu ortadadır. Söz konusu sınır güvenliği zaafı, kasıtlı mı, bir ihmalin sonucu mudur?



-Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahip olduğu teknoloji, çobanla teröristi, teröristle köylüyü, kaçakçıyla terör mensuplarını ayırt edebilecek nitelikte değil midir?



Bütün bu soruların yanı sıra, olayda kasıt veya ihmal olduğu yönündeki şüpheden hareketle dikkat çekmek istediğimiz bir başka husus daha vardır:



Terörle mücadelede etkin ve sonuç getiren operasyonlar yapılmakta, şehir yapılanması neredeyse bitirilme noktasında olan örgütün, dağ kadrosu da etkisiz bir konuma getirilmek üzeredir. Bu süreçte, karşılaştığı her terör örgütü mensuplarına, önce 'teslim ol' çağrısı yapan askeri birlikler, bu çağrıya ateşle karşılık verilmesi üzerine son çare olarak operasyon yapmaktadır.



Teslim olan veya sağ olarak ele geçirilen teröristlere devletin sıcak yüzünü gösteren görüntüleri kamuoyu ile paylaşan askeri yönetim, son gerçekleştirilen hava operasyonunda, şimdiye kadar üzerinde hassasiyetle durulan bu iki noktaya neden uymadığını veya uyulmadığını açıklamalıdır.



Kamuoyundaki yanlış bilgilendirilmenin sona ermesi, herkesin gerçekleri öğrenmesi ve kimseyi zan altında bırakmaması için, yukarıda sıraladığımız sorulara, ilgili makamlarca cevap verilmelidir. Geciken adaletin adalet olmadığı tezinden hareketle, bu süreç mümkün olan en kısa zaman içinde sonuçlandırılmalı, gerçek suçlu veya suçluların ortaya çıkarılması sağlanmalıdır.
Bunun yanı sıra, mevcut tablodan pay çıkararak, demokratikleşme yönündeki çabaları sabote etmeye yönelik adımların atıldığını da büyük bir üzüntü ve kaygıyla görmekteyiz. Aynı gemide yol aldığımızın bilinciyle, provokatif eylem ve söylemlerden uzak durulmalıdır.



Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Sözlerimizin de, eylemlerimizin de hukuk kuralları içinde kalması gerektiğini belirtirken, başta Başkomutan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere, yetki ve sorumluluk sahibi makam sahipleri olayı araştırıp, bu yanlışın sorumlularının hukuk önünde hesap vermesini sağlamalıdır.



Bu duygu ve düşüncelerle, olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşımıza acil şifalar dilerken, ailelerine de sabır ve baş sağlığı diliyoruz.

 

  • PAYLAŞ :